15 Mayıs: Dikkat çekme hastalığı

Kafamızdaki ses, içsel ses genelde kötü senaryolar yazmaya, kötü olanları, negatifleri hatırlamaya pek yatkındır.

Sürekli olarak kendimi şu ana davet etmem gerekiyor? "Burada mıyım?" diye soruyor muyuz? Yoksa aynı kalıplar içinde otomatik mi devam ediyorum?

Hiç kimsenin sana söyleyemeceği, söylemesine izin vermeyeceğin ya da duyarsan kızıp, öfkelenip, kırılıp, küseceğin şeyleri, zihin sana söyler. Hiç durmadan, geveze bir şekilde eleştirir durur, tekrar eder.

Kötü, kıskanç, zorba, açgözlü, hırslı bir sestir. Bu seslerin çoğu dışarıdan ödünç alınmıştır ama hiçbiri sen değilsindir.

Uykuda olduğunda biri düğmene basar ve sen tepki verirsin. Mekanik ve uykudayken, otomatik pilottasındır. Eğer uyanıksan zekâ devreye girer, şuur devreye girer, uyanıksındır.

Zihni, zihnin içinde seyredemezsin. Zihnin dışına çıkmak, zihni izlemek, dikkatimizi neye verdiğimizle ilgilidir.

Zen ustaları odun keserken sadece odun keserler. Kuyudan su çekerken sadece su çekerler. Zeki olmayanlar bunda önemli hiçbir şey görmezken, yolda olanlar, uyanma çabasında olanlar, fark eder ve kavrar.

"Dikkat çekme hastalığı"

Bütün Kutsal Şeyler

Ersan Erçelik