11 Mayis: Sorunla kurdugunuz iliski

Uyanık olmayan, geçmişin hapishanesinde yaşayan, geçmişi tekrarlamaya mahkumdur.

An'ı yaşayan, hapishaneden kaçmaya başlar. Özgürleşir. An'ı yaşamak demek, an'ın içine yerleşmek demektir. Bu an'ın tüm getirilerini fark etmek, farkında olmak demektir. An size bir ağrı, sızı ya da hoşlanmadığınız bir acı, keyifsizlik, bir kötü söz, küfür ya da stres yaratacak bir durum getirmiş olabilir. Eğer o an'dan kaçmaya çalışıp, sadece mutlu, keyifli, haz dolu anlara kaçmaya çalışırsak, zihnin oyununa yeniliriz.

An'ı tüm rahatlığı ve rahatsızlığı ile yaşamaya hazır olmalıyız. Kabul ederek, dönüşebiliriz. Hayat bir bütün ve acı da tatlı da, sevgi de korku da, hayatta var. Kaçmak, sorunları görmezden gelmek, sorumlulukları başkasına vermeye çalışmak, başkalarını suçlamak... çözüm olmadığı gibi, sorunları daha da büyütür.

Önemli olan bu hayatımızı, nasıl geçirdiğimiz. Bütünüyle şu anda, farkında olarak, uyanmayı seçebiliriz.

İnsanın alışkanlıklarının pençesine düşmesi, çok kolaydır. Ne kadar uyanık kalabilirsek, kötü, yanlış, incitici ya da doğru olmayan davranışlardan, sözlerden, eylemlerden o denli uzaklaşırız. Yaşantımıza anlayışın ve şefkatin güzelliği, ferahlığı gelir.

Sorunlarınız ayrı ayrı, farklı farklı gelebilir. Oysa temelde yatan sorun, tektir: Bir uyurgezer olmak, uykuda olmak...

Uyanmak demek, insanın sorun olarak gördükleriyle kurduğu bağın, ilişkisinin değişmesi demektir. Siz şimdi, burada sorunun farkına vardığınızda, onu yargılamadan kabul ettiğinizde bu sorunun hemen çözüleceği anlamına gelmez. Ama sorunla kurduğunuz ilişki derhal değişir.

Örneğin maddiyat, para ile ilgili bir probleminiz var ya da annenizle ilişkiniz iyi değil... Ya da bir sağlık sorunu var. Her şey değişir, her şey gelir geçer. Peki bu gelip geçen şeyi "ben" nasıl değiştireceğim?

Kitlesel olarak uykuda olduğumuz için, işe "ben" dediğimiz şeyi anlamakla başlamak gerekir.

Ben dediğimiz şey nedir?

"Sorunla kurduğunuz ilişki"

Bütün Kutsal Şeyler

Ersan Erçelik