4 Mayıs: İzle- Kasırganın gözü

Suskunluk beklentiyle doludur. Sabırsızdır. Telaşlıdır. Merkezinde değildir. Zihin, sürekli olarak bir sonraki yapacağı konuşmayı, imgelem denen projeksiyonda oynatır. kendi filmini kendi yazar, çeker ve oynar. Kişi, artık burada, şimdide, bütün olarak yoktur. Kaybolup gitmiştir.

Sessizlik ise kaynaktan gelir. Kaynaktan fışkırır. Sessizlik artık bir kişini, senin olmaman demektir. Sen sessizliğe öyle teslim olmuş, sessizlik tarafından öyle kaplanmış, sessizliğin içinde öyle erimiş bir haldesindir ki...

Sen ve sessizlik diye bir şey olamaz. sadece sessizlik vardır. Sadece sessizlik olur.

İzle. Farkına varacaksın. Ne zaman düşünmesen, şu an burada olsan, tarafsızca, yargılamadan fark etsen, uyanık olsan, zihin sessizleşir.

Kasırganın gözü gibi merkezindesindir. Sessizlik seni kasırganın gözü haline getirir. Etrafında sürekli bir çaba, amaç, hedef peşinde koşturanlar, enerjsini boş yere saçanlar, harcayanlar vardır. Sense sadece izleyerek bile dikkatini, enerjini, dışarıdan içeriye alırsın.

İzleyenin de, izlenenin de sen olduğunu fark ettiğinde... etrafında kopan onca gürültüye, koşturmaya, kalkan uçan toza, yani yaşam koşturmacasına karışmadan, dahil olmadan var olduğunda, merkezinde sakin, huzurlu, uyanık halde kalırsın.

Bırak etrafındakiler koştursun, yarışsın, hırsları ile birbirlerini ezsin ya da önce kendilerine, sonra başkalarına bilmeden, sırf uykuda oldukları için zarar versin.

Sen sadece izle.

"İzle- Kasırganın gözü"

Bütün Kutsal Şeyler

Ersan Erçelik