61 - Keder
- Ersan Kaan Erçelik
- 2 Mar 2019
- 1 dakikada okunur
Yağmur eriğin taç yapraklarında dağılır gider,
Ağlamak soldurur toprağı.
Sense sığınırsın bir dam altına
Ve güneşin açmasını beklersin.
Keder gelip bizi bulduğunda, o keskin acı her şeye siner. Bilgeler yaşamın bir yanılsama olduğunu söylerler, fakat yine de bu, hayatın acılarla dolu olduğu gerçeğini değiştirir mi? Bırakın da kederlenelim; bizi insan yapan bu duygu değil de nedir? Yaşamın kendisinin bir düş, bir yanılsamadan ibaret olduğunu gerçekten anlarsak, ne üzüntü ne de acı duyarız.
En ağır olanı başkalarının acılarına tanık olmaktır. Kendi üzüntülerimiz, kederlerimiz kaderin tutsağı olan kişilerin çektikleri yanında hiç kalır. Kendi yaralarımızı sarmak daha kolaydır; çünkü acı yüreğimizi iyice dağladığında çözüm yolları üretebileceğimizin çoğunlukla farkındayızdır. Başkalarına yardım edememek ne kötü. En büyük acı, çaresizlik içinde acı çeken sevdiklerimizi görmektir.
Bizi üzen bir durum karşısında, yapabileceğimizin en iyisi gücümüzü yitirmemeye çalışmaktır. İçinde bulunduğumuz kötü koşulları başka insanlarla paylaşarak ya da yolculuğa çıkarak değiştirebiliriz. Yolculuk ve paylaşım da bir işe yaramazsa, tavrımızı açık bir şekilde ortaya koyup, ona göre harekete geçmeliyiz. Her şey gibi hüzün de gelip geçicidir. Eğer hüzün ve mutsuzluk yaşantımızda yer alsın istemiyorsak, o zaman bu duyguların özünü aşmalıyız.
365 Günün Tao’su, Deng Ming-Dao, Dharma Yayınları
