Çağının tanığı ve sanığı
- Ersan Kaan Erçelik
- 29 Oca 2019
- 1 dakikada okunur
Genelde sanatçının, özelde şairin yaşadığı, içinden geçtiği çağın psikolojisini irdelemesi, dünyadaki gelişmeleri imbiğinden süzerek vermesi, yani en azından çağına yabancı kalmaması, çağının tanığı ve hatta sanığı olması istenir. Okur, böylesi bir sorumluluğu kişisel hayatında hiç düşünmediği halde, şairden daha çok şey öğrenmeyi bekler. Şairin bu tehlikeyi üstlenerek, okur olarak kendi çaresizliğine çözüm, yanıt bulmak ya da en azından yaşadıklarına bir anlam vererek, inancını-fikrini bir yerlere oturtmak istemektedir.
Şairin eskiden siyasal koşulların, siyasi tarihin görünümleriyle iç içe geçmesi kaçınılmazken, günümüzdeki sis, belirsizlik, şairin pek çok alanda birden savaşmak zorunda kalması, şairin toplumsal koşullardan bağımsız olmasa bile daha kendine dönük bir şiir yazmasına neden oluyor. Sert, acımasız, otoriter bir iktidar baskısı altında, şairin şikayet etmekten bile korkabilir. "Şair de mi böyle olacaktı" demeden önce, okurun şairi-şiiri bu denli yalnız bırakmasıyla; şiirin, kültürel besin içindeki payının giderek daralmasıyla yüzleşmesi gerekir.
Dionysos Sayıklamaları, Poetika
Ersan Erçelik
