Şiirin bitmemişliği

Bir şiir ne zaman biter? Bir sanat eseri ne zaman tamamlanmış, bütün, bitmiş kabul edilebilir?

Bir şiir bitmiş kabul edilirse, aslında bu şiirin, sanat eserinin kendi kendini bitirmesi midir? Şiir, doğası gereği farklı okuyuşlarda, farklı anlamların keşfedilmesini, fısıldanan sırlarının duyulmasını istemez mi? Şiiri şiir yapan biraz da bu zor, kapalı, esrarlı görünen yapısını çözmeye, kavramaya çalışmak değil midir? Şiir bu sayededir ki, hiç tamamlanmaz, tamamlanırsa ölü doğar ya da şiir olmaz diyebilir miyiz?

Elbette her şiir karalaması, hakiki şiire ulaşmak için bir deneyimdir, çabadır, yaratım coşkusudur. Şair her denemede, o hep ulaşmak istediği, bazen yücelttiği, idealize ettiği, hedeflediği, bazense hayal kırıklığına uğradığı o şiire doğru yolculukta değil midir? Her şiir, bu yüzden o ulaşılmak istenen şiire göre eksik, yarım değil midir?

Büyük şair Samuel Taylor Coleridge'in öldüğü zaman geride tamamlanmamış şiirler bırakmıştır. Örneğin, Kubla Khan’ı da (Kubilay Han) böyle bir şiirdir. Yazarken unuttuğu şiirin geri kalanını ömür boyu hatırlamaya ya da tamamlamaya çalışsa da tamamlayamaz.

Hayatında birçok kere ona sorulmuştur: "Neden bu şiirleri tamamlamıyorsun?" Çünkü bazı şiirlerinin bazen birkaç dizesi bazen bir bölümü eksiktir. O da yanıt verir: "Yapamam. Denedim ama onları ben tamamladığım zaman bir şey eksik kalıyor. Yanlış oluyor. Benim dizelerim asla içimden akmış olan dizelerle uyum içinde olmuyor. O zaman kaya gibi sert bir engele dönüşüyor. O akışı önlüyor, bu yüzden beklemeliyim. Benim aracılığımla akan şey, her ne ise, o tekrar akmaya başlayıp şiiri bitirdiği zaman bitecektir. Daha önce değil."*

Şairin esin tarafından ele geçirilmesi, şiirin adeta ona yazdırılması ya şairin bir kanal, bir geçit, bir araç olması, şiiri muhteşem bir güzelliğe, görkemli bir gizeme ulaştırabilir.

Ne zaman şair ortadan kaybolsa, şiir ortaya çıkar. Çünkü şair, şiir tarafından ele geçirilir.

Dionysos Sayıklamaları, Poetika

Ersan Erçelik

*Osho, Yaratıcılık