Kendi şiiri üstüne kapanmak
- Ersan Kaan Erçelik
- 21 Oca 2019
- 1 dakikada okunur
"Kendi şiiri üstüne kapanmak" diyorum. Yani şiirden şiir yazmaya çalışmak. Özellikle orta yaşı geçmiş şairlerin şiirleri takip edilirse, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Gençler arasında birbirlerine öykünmekten yola çıkan benzerlik, orta yaştaki ve orta yaşı geçen şairlerde, -diğer şairlerin şiirlerini de takip etmedikleri için-, kendi yazdıkları üstüne kapanmakla son buluyor.
Toplantılarda, buluşmalarda önce edebiyat, şiir alanında konuşulsun, sonra da hemen söz kendi şiirlerine gelsin, herkes o şiiri takdir etsin, sevsin, beğensin isteniyor. Sonrasında da en ufak bir ters kıvılcımda ego çatışmaları, birbirini suçlamalar, küslükler, küfürleşip yumruklaşmalar gırla gidiyor.
Genç şairlerden hangisine en son bir mektup yazıldı? Genç şairin en son nerede şiiriyle ilgili bir dergide, yazı yazanın bir çıkarı olmadan, tanıtım metni dışında bir yazı yazıldı? Peki en son ne zaman yeni yazanlar, yeni isimler, yeni şiir anlayışları okunuyormuş, umursanıyormuş gibi rol yapıldı?
Daha okumaya, doğaya, başka şiir anlayışlarına meraklı olmayan biri... nasıl olacak da kendi şiirini, dünyasını, doğasını besleyecek? "O şairle fikirlerim, ideolojim, dünyaya bakış açım uyuşmuyor.", "Şu şiirinde şöyle bir dize vardı, şu yazısında şöyle demişti, sonrasında bir daha hiç okumadım." diye övünerek, başka şairler okumadığını beyan eden, egolu, bencil, küstah şairler cehennemidir Türkiye.
Ey şair egon en kadar büyükse, şiirin o kadar küçük. Kendi yazdıklarının üstüne kapanan sözde şairden ancak kopya şeyler çıkar. Kendini tekrarlayıp durur. Hep aynı şiiri kopyalayıp çoğaltmaktır bu. Bunun adına da şair "imza" der, "ustalık" der, "başkalarının hakkımda ne düşündüğü umurumda değil" der.
Umurunda şair, umurunda... Umurunda olmasa hâlâ bu kadar rol yapamazsın.
Dionysos Sayıklamaları, Poetika
Ersan Erçelik
