top of page

13 - Soğurma

  • Yazarın fotoğrafı: Ersan Kaan Erçelik
    Ersan Kaan Erçelik
  • 12 Oca 2019
  • 1 dakikada okunur

Çamların gölgesinin içinden gelen koyu vişne rengi ışık.

Batan güneş yerleşiyor okyanusa.

Gece yaklaşıyor batan güneşin ardından,

Aceleyle uzaklaşan ayı izliyor gün.

Genellikle, soğurmanın durağan bir şey olduğunu düşünürüz. Su, bir süngerin içine çekilir ve orada kalır. Ancak gerçek soğurma; duraksama ve çelişki olmaksızın yaşamın evriminin tam olarak içinde olma durumudur. Doğada yabancılaşma yoktur. Her şey tam yerindedir. Yalnızca insan, kendini bu sürecin uzağında tutar.

Uygarlığımız, kişisel planlarımız, küçük duygularımız vardır. Sevgiye, arkadaşlığa, anlayışa ve iletişime büyük bir gereksinim duyarken bile kendimizi bu süreçten ayırırız. Sorgulayarak, kendimizi yanlış zamanda ortaya koyarak ya da kin ve gururun algılarımızı gölgelemesine izin vererek sürekli kendimizi yenilgiye uğratırız. Yabancılaşmayı kendi kendimize yaratırız.

Bu arada doğa, durmaksızın akıp gidişini sürdürür. Kendimizi bırakmaya, özgürce doğanın gidişine katılmaya ve onun içinde soğurulmaya gereksinimimiz var. Kendimizi bu süreçle bütünleştirirsek başarıya ulaşırız. O zaman şeyler, güneşin ve ayın ortaya çıkışındaki kadar açık bir şekilde birbirini izleyecek ve her şey olması gerektiği gibi olacaktır.

365 Günün Tao’su, Deng Ming-Dao, Dharma Yayınları

Son Yazılar

Hepsini Gör
Son Paylaşılanlar
Etiket Bulutu

Zen Meditasyon Zazen Aşk Şiir Bilgelik Poetika Zen Budizm Japonya Koan 

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
bottom of page