11 Ekim: Yol'daki süreç
- Ersan Kaan Erçelik
- 11 Eki 2018
- 1 dakikada okunur
Sufizm, bir din ya da dinin tamamlayıcı bir parçası değil; tüm dinlerin ve maneviyatın kalbidir. Günümüze kadar uzanan dogmalardan dolayı, Sufi hocaları "Sufizm" teriminin katı ve sabit bir öğreti olarak anılmasından duydukları rahatsızlığı sıkça belirtirler.
Sufizmin NE OLMADIĞINI anlatmak için ciddi bir zaman ve enerji harcamak da Sufi hocalarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Diğer geleneklerde akıl hocalarının tümü, Sufilerin her şeye uyan tek taraflı bir felsefe, yapılmalı veya yapılmamalı gibi buyruklar, teminatlar ya da açıkça tanımlanmış bir amaç sunmadığını vurgularlar.
Sufizm'in gösterdiği gibi; Yol'daki süreç, bağlılık, doğruluk, sabır, teslimiyet, aşk ve diğerlerimden daha fazla, hasret gibi seçkin niteliklere gereksinim duyar; ancak bu özelliklerin anılması ve dengesi her birey için tek ve benzersizdir.
Sufiler için dini öğretileri içeren bir ilmihal ya da amentü olmadığından, hocalar temeldir. Hocanın varlığı, öğrenciye ruhanî süreçte yardımcı olur ve öğretinin büyük bölümü sözle aktarılır. Öğretmenler ilâhi aydınlığın kanalları olduğundan, Sufi öğretisinin ustaları "silsile" irfanını ya da bir hocadan diğerine geçen irfanı muhafaza ederler.
