28 Ağustos: "Tao'nun prensibi kendiliğindenliktir."
- Ersan Kaan Erçelik
- 28 Ağu 2018
- 1 dakikada okunur
Lao Tzu şöyle der:
"Tao'nun prensibi kendiliğindenliktir."
Fakat bu kendiliğindenlik hiçbir şekilde kör, düzensiz bir arzu veya salt bir kaprisin, hevesin gücü değildir. Kalıplaşmış dilin alternatifleriyle sınırlanmış kısıtlı bir felsefe, herhangi bir plana ya da düşüncenin birer birer düzenine göre işlemeyen bir zekaya akıl erdiremez. Fakat böyle bir zekanın somut kanıtı düşünülmeden oluşturulmuş vücutlarımızın hemen elinin altındadır. Çünkü aynı bizim kendi beyinlerimizi nasıl ortaya çıkardığımızı bilmediğimiz gibi, Tao da evreni nasıl meydana getirdiğini bilmemektedir. Lao-tzu'nun büyük halefi Chuang-tzu'nun ifadesiyle;
"Etrafımızdaki şeyler üretilmiştir, Fakat bunun nasıl olduğunu kimse bilmez. Ortaya çıkarlar fakat kapının nerede olduğunu kimse göremez. Bilginin bu kısmının bilinen tek ve bütün değeri insanlardır. Onlarsa bilgiye ulaşmak için 'Bilinmeyen'den nasıl yararlanabileceklerini bilmezler. Burada bir yanlışlık var gibi, ne dersiniz?"
Bilenle bilinen arasındaki ilişki kontrol edenle kontrol edilen, dolayısıyla da efendiyle hizmetçi arasındaki ilişki gibidir. Evren hakkındaki her şeyi o bilir! O bilir! İşte bundan dolayı Tanrı evrenin efendisidir. Fakat Tao ile onun oluşturduğu şey arasındaki ilişki oldukça farklıdır.
Büyük Tao akıyor her yere
Her şeyi kaplıyor
Sağı ve solu
her şeyin ona bağlıdır varolabilmesi
ve o onları asla terketmez
her şeyi sever O, ve besler
ama onlara efendilik taslamaz
Batı Düşüncesine göre Tanrı aynı zamanda kendisini de bilir. Şeffaf, aşikardır. Ve O'nun idrakinde insan imgeleminin nasıl olması gerektiği de belirlidir: Kendi zihin ve bedeninin mutlak diktatörü, bilinçli idarecisi ve kontrolcüsü. Fakat bunun aksine Tao ise tamamen gizemli ve karanlıktır. Daha sonraları bir Zen Budist'i tarafından belirtildiği gibi:
"Bir şey vardır, yukarıda gökyüzünü ayakta tutar; aşağıda yeryüzünü. Bir vernik gibi siyahtır ve hiç durmadan hareket eder."
Alan Watts, "Zen Yolu"ndan
