top of page

18 Temmuz: Zen bahçelerinin arka planı

  • Yazarın fotoğrafı: Ersan Kaan Erçelik
    Ersan Kaan Erçelik
  • 18 Tem 2018
  • 4 dakikada okunur

“Zen” diye adlandırılan dini inanış Japon geleneğinin oluşması ve gelişmesinde en önemli etkiye sahiptir. Budizm’in özel bir alanı olan Zen, kişinin kendisine ulaşmasının yolu olarak tefekkür ve meditasyona odaklanmaktadır. Zen bahçelerindeki meditasyon atmosferi ve tefekkür, aydınlanmaya veya nirvanaya ulaşmak için farkındalığa nihai katkıda bulunmaktadır. Ancak yalnızca Zen bahçelerine bakarak Zen Budizmi’ni anlayamayacağımız gibi, yalnızca Zen Budizmi’ne bakılarak da Zen bahçelerinin felsefesi anlaşılamamaktadır (Lee, 2005).

Yani, Zen Bahçeleri sadece Zen Budizmi’ne bağlı olsaydı, Budizm’in geliştiği Çin ve Kore’de ortaya çıkardı diye de düşünebilirdi. Budizm’e ek olarak, Feng Shui uygulamasının yaratılması, karakteri ve Orta Çağ Japon halkının estetik duyarlılığı, bugünkü Zen bahçelerinin şekillenmesine katkıda bulunmuştur (Lee, 2005).

a) Budizmin Zen Bahçelerine Etkisi Aydınlanma, Zen Budizmi’nde nihai hedef olmasına rağmen, sessiz odada meditasyon Japon Zen Budizmi’nde aydınlanmaya ulaşmanın bir yolu olarak görülmemektedir. Ancak doğada yapılan Zen meditasyonu, Buda’nın doğası ve onun ifadesi olarak görüldüğü için aydınlanmanın bir yolu olarak düşünülebilir.

Doğal çevrenin aydınlanmaya yardım edeceği düşüncesi erken dönem Zen Budizmi’nin gelişiminde önemli figürlerden olan Muso Soseki’ye dayanmaktadır (Şekil 2).

Soseki, yeni başlayan bir kişinin meditasyon sırasında herhangi bir şey düşünmesinin mümkün olmadığını, ancak eğitim alarak kendini çevreleyen doğayla iletişim kurabileceğini ve meditasyonla onun bir parçası haline gelebileceğini söylemiştir. Bunun doğayla iletişime geçerek gerçekleşen bir ruhsal gelişim süreci olduğunu düşünülmektedir.

Kişinin teorik anlamda herhangi bir çevrede ruhaniliğini geliştirebilmesi gerektiğini, fakat sıradan insanlar için bunu sıradan bir yerde yapmanın zor olacağını, ancak benzersiz bir yolla ilham alan kişinin sıradan bir çevrenin güzelliğini anlayıp, bilgeliğe eriştikten sonra sıradan yaşamını nasıl aydınlık bir yola dönüştürebileceğini keşfedeceğini söylemiştir (Lee, 2005). Soseki, gerçek bilgeliğe ermek, doğanın güzelliğine ulaşmak için bütün Japonya’yı dolaşmıştır. Daha sonra da hayatını Zen felsefesini yaymak ve Zen Bahçelerini desteklemeye adamıştır. Doğal güzellikler aracılığıyla ruhani hedefine ulaştığı için, doğanın güzelliklerinin vazgeçilmez bir unsur ve aydınlanmanın esas öğreticisi olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, onu cezbeden ve aydınlığa erişmesini sağlayan sahneyi onunla aynı şeyi arzulayan ziyaretçilerin de faydalanması için somut hale getirmiştir.

Dağlar, falezler ve şelaleler gibi doğal oluşumları temsil etmek için çeşitli kaya formlarını ve dokularını kullanmıştır. Böylece onun bahçeleri, uçsuz bucaksız manzaraların bir minyatürü haline gelerek müthiş doğal güçlere Zen meditatorlerinin erişebileceği insan oranına indirgemiştir. Ayrıca, su yerine kumun ve beyaz çakılların kullanılmasıyla, birkaç yüzyıldır Japon bahçelerinin temel özelliği olan göletler ortadan kalkmıştır.

b) Feng Shui’nin Zen Bahçelerine Etkisi İlk zamanlar karmaşık kozmolojik yapılardan biri olarak düşünülen Feng Shui, Heian Dönemi’ne kadar genel Japon tasarım prensiplerinin bir türü olarak görülmüyordu. Fakat Heian Döneminde, Feng Shui şehir planlama ve yapı tasarımında önemli bir rehber olarak ön plana çıkmıştır.

Örneğin, bugünkü Kyoto şehri olan Heian-Kyo, Heian Döneminin başkenti olarak seçilmiş ve Feng Shui’ye göre restore edilmiştir (Lee, 2005). Daha sonra, Feng Shui tasarım prensipleri çeşitli sebeplerden uygulanmaya başlanmıştır.

Bahçe tasarımı üzerine ilk bilimsel inceleme 11.yy da Tachibana no Toshitsuna tarafından yazılan Sakuteiki’dir. Sakuteiki’de bugün hayatta olmayan büyük Heian avlularının estetik yönleri betimlenmiştir. Sakuteiki’de yapılar detaylandırılmasına rağmen, bahçe yapılarına ait hiçbir görsel ve teknik tasvir bulunmamaktadır. Ayrıca, yazının üslubu genel olarak belirsiz ve çelişkilidir. Sakuteiki hakkında açık olan tek şey prensiplerinin sonradan inşa edilen bahçelerde görünür olmasıdır.

Feng Shui düşüncesi tarafından etkilenen Japon tasarım üslubu çeşitli tasarım uygulamalarını oluşturmuştur. Özellikle Kamakura dönemindeki Zen bahçelerinde uyumlu ve dengeli durum tasarım öğelerinin konumsal kompozisyonunu etkilemiştir. Ryoan-ji Bahçesi bunun Japon estetik duyarlılığıyla işlenerek ortaya konmuş en iyi örneğidir (Lee, 2005).

c) Japon Estetik Duyarlılığının Zen Bahçelerine Etkisi Japon resim tarihi boyunca, Japon sanat anlayışıyla Çin ve Kore sanat tarzının birleştirildiği birçok türde sanatsal geçişler görülmüştür. Tüm geçişlerin Japon estetik anlayışı için gerçekleştirildiği kesindir ve bunun Zen bahçelerinin ifade yapısını etkileyen ana faktör olduğu söylenebilmektedir. Bunlardan biri Sesshu Toyo’nun resimlerinde görülen “Mükemmel ve güçlü ifade”dir. Bir diğeri ise Kanu Eitoku’nun dahil olduğu Kano okulundan gelen “uyumlu kısıtlanmış renk paleti”dir (Lee, 2005).

Dinamik Keskin İfade (Dışavurumcu) Boşluk Zen düşünce öğretisinin en önemli ifade yöntemlerinden birisidir. Hiçlik veya boşluk Zen resim ve bahçelerinin hem felsefik hem de yapısal özelliklerini ortaya çıkarmak için kullanılmaktadır. Bunlar aynı zamanda Orta Çağda batı ve doğu resim tarzını ayırt edici dizayn karakterleri olarak rol oynamaktadır.

Japon resim sanatının mükemmel ve güçlü ifadesinin öncüsü Sesshu Toyo’dur. Onun resimlerinde, açısal dinanizm mükemmel ve güçlü ifadeyi elde etmek için kullanılmıştır. Onun başyapıtlarından biri olan “Kış Manzarası”nda dağlar ve ağaçların formları bir mürekkep fırçasının açısal darbeleriyle tasvir edilmektedir (Şekil 4). Koreli ressam, Hee-an Kang tarafından resmedilen manzaradan da anlaşılabileceği gibi, Sesshu sert fırça darbeleri ve enerjik atmosferiyle Çin ve Koreli sanatçılardan ayrılmaktadır.

Bir Japon estetik özelliği olan bu muhteşem ve güçlü ifade, Zen bahçelerine yansımış ve keskin çizgilerin işlevini üstlenen kaya formlarıyla vücut bulmuştur. Daisen-in Zen bahçesi bu etkinin en iyi örneklerinden birisidir (Lee, 2005).

Sınırlı (Kısıtlandırılmış) Renk Paleti Kano Eitoku resimlerinde narin sanatı ve keskin siyah fırça izlerini zengin renkler kullanarak birleştirmiştir. Fakat Kano Eitoku dramatik bir etki ve uyumu en üst düzeye çıkarmak için mümkün olduğunca az renk kullanmıştır. Renkler parlak ve yoğun, fakat paletteki renkler kısıtlıdır. Bu kısıtlı fakat uyumlu renklerin kullanımı aynı zamanda Zen bahçelerine de yansıtılmıştır.

Daitoku-ji kompleksinin içinde yer alan Ryogen-in bahçe tasarımı bu etkiyi gösteren iyi örneklerden birisidir. Kaya, kum ve ağaçların temel tasarım öğesi olarak kullanıldığı bu bahçe yeşil, gri ve bej tonlarına dayalı yoğun ve kısıtlanmış renk paletini içinde barındırmaktadır. Japon estetik algısı Zen bahçelerinin görselliğinde sade ve sınırlı renklerle yansıtılmıştır (Lee, 2005).

Zen Bahçeleri Ayşe Betül GÖK, Bora BİNGÖL

 
 
 
Son Paylaşılanlar
Etiket Bulutu

Zen Meditasyon Zazen Aşk Şiir Bilgelik Poetika Zen Budizm Japonya Koan 

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
bottom of page