top of page

3 Temmuz: Duygunun doğuşu

  • Yazarın fotoğrafı: Ersan Kaan Erçelik
    Ersan Kaan Erçelik
  • 3 Tem 2018
  • 2 dakikada okunur

Düşünce hareketine ek olarak -ama ondan tamamen ayrı değil- egonun bir boyutu daha vardır: Duygu. Bu, bütün düşüncelerin ve duyguların egodan kaynaklandığı anlamına gelmez. Sadece kendinizi onlarla tanımladığınızda ve sizi tamamen kontrol altına aldıklarında, yani "ben" haline geldikleri zaman egoya dönüşürler.

Tüm fiziksel organizmalar gibi, vücudunuzun da kendine ait bir zekası vardır. Bu zeka, zihninizin söylediği şeylere ya da diğer bir deyişle düşüncelerinize tepki verir. Yani duygu, aslında vücudunuzun zihninize verdiği tepkidir. Vücudun zekası elbette ki evrensel zekanın ayrılmaz bir parçası, onun sayısız ifadelerinden biridir. Atomlara ve moleküllere geçici bir kohezyon sağlayarak, onları bütün bir fiziksel organizma haline getirir.

Vücudun bütün organlarının çalışmasının, oksijen ve yiyeceklerin enerjiye dönüşmesinin, kalp atışlarının ve kan dolaşımının, vücudu istilacılardan koruyan bağışıklık sisteminin, sinir uçlarından giren duyusal verilerin beyne gönderilerek orada tercüme edilmesinin ve etrafınızı saran harici gerçekliğin içsel resmi haline dönüşmesinin ardında yatan organizasyon prensibi budur. Bütün bunlar, aynı anda gerçekleşen diğer binlerce fonksiyonla birlikte, bu zeka tarafından mükemmel bir şekilde koordine edilir. Vücudunuzu siz yönetmezsiniz; o zeka yönetir. Aynı zamanda, organizmanın çevreye verdiği tepkilerden de o sorumludur.

Bu, tüm canlı türleri için geçerlidir. Bitkinin fiziksel biçimini almasını ve çiçek açmasını, çiçeğin her sabah yapraklarını güneşe çevirmesini ve geceleri kapamasını sağlayan zeka aynıdır. Adına Dünya gezegeni denen kompleks canlıyı Gaia olarak ifade eden zeka da aynıdır.

Bu zeka, bir canlının herhangi bir tehdit karşısında güdüsel olarak tepki vermesini sağlar. Hayvanlarda da insanlarınkine benzer duygular oluşmasına neden olur; öfke, korku, zevk gibi. Bu güdüsel tepkiler, duygunun ilkel biçimleri olarak düşünülebilir. Belli durumlarda, insanlar da hayvanlarınkine benzer güdüsel tepkiler verirler.

Bir tehlike karşısında, canlının hayatı tehdit edildiğinde, kalp daha hızlı atmaya başlar, kaslar gerilir, solunum hızlanır. Bu, kaçmaya ya da savaşmaya hazırlıktır. Yarattığı duygu korkudur.

Köşeye sıkıştırıldığında, ani bir enerji yoğunluğu, vücuda daha önce sahip olmadığı bir güç kazandırır. Yarattığı duygu öfkedir.

Bu güdüsel tepkiler, duygulara yakın gibi görünür ama kelimenin gerçek anlamıyla duygu değillerdir. Güdüsel bir tepkiyle, bir duygu arasındaki temel fark şudur: Güdüsel bir tepki, vücudun herhangi bir harici durum karşısında gösterdiği doğrudan tepkidir. Diğer yandan bir duygu, vücudun bir düşünceye gösterdiği tepkidir.

Eckhart Tolle, "Var Olmanın Gücü", sayfa 141-143.

 
 
 
Son Paylaşılanlar
Etiket Bulutu

Zen Meditasyon Zazen Aşk Şiir Bilgelik Poetika Zen Budizm Japonya Koan 

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
bottom of page