top of page

27 Mayıs: İnsan-bisiklet-araba arasında bir ilişkiyiz

  • Yazarın fotoğrafı: Ersan Kaan Erçelik
    Ersan Kaan Erçelik
  • 26 May 2018
  • 1 dakikada okunur

Bisiklet, okçuluk gibi, Budizm felsefesinin derinliğini yansıtan sembolizmle dolu dışsal denge pratiği ile içsel merkezin arandığı eski bir sanat değildir. Yine de bilinçli ya da değil, bisiklete her bindiğimizde o uyumu canlı tutabilmek için bize bir kapı açar. Bisiklete binmek aynı zamanda oraya ulaşmak için bir çift taraflı kapıdır.

Dikkatin dağılması, bisiklete binmek kadar kolaydır. Konsantrasyonu kaybetmek... Okçuluk ustaları, her şeyden önce, kişinin değil zihinsel kuvvetin odaklanması gerektiğini unutmamak gerektiğini öğütler.

Bu söylendikten sonra zihnimizin en küçük harekette (konuşma, elleri hareket ettirme...) on milyon adımla ilgilenmek zorunda olduğu, bilinçaltındaki karar verme sistemlerine izin veren otomatik modüller aracılığıyla bilgiyi işleme ve kendini düzenleme ritmine girmesi daha da kolaylaşır. Eğer karşı dengede pedal çevirme, çizgiyi korumak, trafiğe dikkat vb. için yapılan her eylemi bilinçli olarak gerçekleştirmek zorunda olsak, dengemizi kesinlikle kaybederdik. Tıpkı masalda, yürümeyi nasıl becerdiği sorulduğunda ne cevap verebilen ne de ilerleyebilen kırkayak gibi.

Ağaçlar arasında bisiklete biniyorsak, ağaçların arasındaki sükunetle pedal çeviririz. Arabaların arasında gidiyorsak, arabalarla ilerleriz. Durum farklıdır. Arabalar yolculuğumuzun bir parçasıdır. Sadece arabalar arasında kaybolmuş birisi değiliz. İnsan-bisiklet-araba arasında bir ilişkiyiz ve zihnimiz bunu algılıyor. Bunları birbirine bağlayan zihnimizin ta kendisi.

Juan Carlos Kreimer, "Bisiklet-Zen".

 
 
 
Son Paylaşılanlar
Etiket Bulutu

Zen Meditasyon Zazen Aşk Şiir Bilgelik Poetika Zen Budizm Japonya Koan 

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
bottom of page