21 Mart: Kendini takdir etmenin önemi
- Ersan Kaan Erçelik
- 21 Mar 2018
- 2 dakikada okunur
Kuşaklar boyunca size, insanın kendini takdir etmesinin kendini beğenmişlik ve küstahlık olduğu öğretilmiştir. Kendinizi küçük görmeniz, çok yükseklerde görmemeniz, çünkü böyle bir hayranlık ve takdire lâyık olmadığınız söylenmiştir. Biz size farklı bir mesaj sunuyoruz. Sizin kendinizi takdir etmenizin zamanının geldiğini ve kendini takdir etmeden, ulaşmaya çalıştığınız tüm diğer şeylere ulaşamayacağınızı söylüyoruz.
Siz kendinizi ve dünyaya sunabileceğiniz şeyi takdir etmeyi öğrendiğinizde, sabır, kabullenme, sevgi, şefkat ve güç gibi geliştirmek istediğiniz tüm nitelikler sizin olacaktır. Bakın, içinizde bulunan dışınıza yansır. Hissettiğiniz şey, dünyanızda tezahür eder. Dolayısıyla eğer sevgi, sabır ve şefkat geliştirmek istiyorsanız, önce kendinize karşı sevgi, sabır ve şefkat geliştirmeniz gerekir. "Siz ancak sahip olduğunuz şeyi verebilirsiniz." Şimdi bu sözün anlamını daha iyi anlamıyor musunuz? Eğer kendinizi sevmiyorsanız, o zaman bir başkasını gerçekten sevemez, yani onu kabul edemezsiniz. Siz belki karşınızdakini pohpohlayabilir, kendinize sevecen ve şefkatli olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Ama siz sevgi verdiğinizde, bu iki yönlü bir akış olmalıdır. Bu akış, açık bir bir kalpten, almaya da açık olan bir kalpten gelmelidir.
Vermeye odaklanan birçoğunuz almakta zorlanır. O zaman bu bir pilin enerjisini kullanıp tüketmeye benzer. Daha çok verdikçe, kendi enerjinizi daha çok veriyor olursunuz. Almaya açık olduğunuzda, o zaman evren için bir kanal, bir sevgi kanalı olursunuz. Saf evrensel enerji, Tanrı'nın sevgisi sizin kanalınızla akmaya başlar. Bu sevgi, bu enerji, tüm yaşamın kaynağıdır. Siz bu kanal olduğunuzda, o sizi besler, destekler, sizi sağlıklı, esenlik içinde tutar ve bolluğun hayatınızda serbestçe akmasını sağlar.
Kendini takdir etmek, "Kendimi tam olduğum gibi kabul ediyorum," diyebilmektir. O ayrıca özgün yeteneklerinizi kabul ve tasdik etmektir. Dünyanız henüz keşfedilmemiş sanatçılar, şifacılar, yazarlar, ahçılar, mimarlar, öğretmenler ve mucize yaratıcılar ile doludur. Onlar ışıklarının parlamasına izin vermedikleri için henüz keşfedilmemişlerdir. Her birinizin içinde sadece keşfedilmeyi bekleyen son derece yaratıcı, son derece becerikli bir varlık vardır. Bir çoğunuz ilahi ilham anlarında, bunu kısa bir an için görür ya da hissedersiniz, ama sonra kendinizi başkalarıyla kıyaslamaya başlar ve onların çalışmasının ya da yaratımının sizinkinden çok daha değerli olduğunu düşünürsünüz.
Kendini takdir etmek bir başkasını küçümsemek ya da ondan daha iyi olduğunuzu düşünmek değildir. O, daha büyük yanınızı, evrensel bilgiyi ve gücü kullanıp mucizeler yaratabilecek yanınızı kabul ve tasdik etmektir. Gerçek kimliğiniz, Tanrı'dır.
Omni, Yaradılışın Dört Prensibi, John L. Payne, sayfa 104-105.
