19 Mart: İstenmeyen sonuçların üstesinden gelmek, yaşanan korkunun üstesinden gelmekten daha kolaydı

"Hatırlayın, insanoğlunun en büyük korkusu reddedilmektir. Neden? Çünkü çabalarımızın sonuçlarını değerlendirirken, dünyanın bizi kabul mü yoksa ret mi ettiğine bakarız. En azından zihnimizde, dünyanın tepkisi değerimizi ölçen bir barometredir adeta. Başarısızlığın her türü, bir reddedilme göstergesidir.

Küçük bir iş yeri açar ve sonunda iflas ederseniz, dünyanın size şunları söylediğini düşünebilirsiniz: 'Sen iş yeri açmaya layık değilsin, bizim paramıza ve desteğimize layık değilsin. Seni, çabalarını veya ürünlerini reddediyoruz.' Eğer sunduğunuz şey, arkadaşlığınız ya da sevginizse, yaşananlar çok daha kişisel ve acı verici olabilir. 'Seni istemiyorum, sen yeterince iyi değilsin,' gibi mesajlar hiç de eğlenceli değildir.

Okulda uzaktan uzağa beğendiğiniz kişileri düşünün. Birine çıkma teklif ederken ya da teklif almayı beklerken, yaşadığınız gerginliği hatırlayın. Bazen insanın umut içinde beklemek yerine, reddedilip küçük düşüme riskine girmesi başkalarına anlaşılmaz gelebilir. Bir ilişkiye girmeye çalışmamak, girmeye çalışmaktan çok daha kolaydır.

Burada kaçınma mantığı devreye giriyor: Baskı yok, acı yok, korku yok. Bir şeyi yapmaya kalkışmazsan, ortada sorun falan kalmaz. İstediğin kişiyle çıkmazsın, ama gerginlik de yaşamazsın. Hepimiz bu tür seçimler yaptık. Oysa yaşam, pes etmeyi ödüllendirmez. Ancak bunun için siz kendinizi ödüllendirirsiniz. Bu ödül de umutlarınız ve düşleriniz pahasına yaşadığınız huzurdur.

Yapmaya çalıştığım şey, tereddütleriniz konusunda karar vermenizi sağlamak. Yeni çabalara girişme konusunda gerçekten isteksiz misiniz? Yoksa eylemlerinizi engelleyen şey, körü körüne, mantıksız bir şekilde duyduğunuz korkuları mı?

Unutmayın: İstenmeyen sonuçların üstesinden gelmek, yaşanan korkunun üstesinden gelmekten daha kolaydır. Endişelenmek ve korkmak normaldir; ama korkuların sizi yönetmesine izin vermeyin."

Dr. Phillip C. McGraw, "Yaşam Stratejileri", sayfa 121-122.