24 Ocak: Başkalarını suçlamak
- Ersan Kaan Erçelik
- 24 Oca 2018
- 1 dakikada okunur
Bir üniversite öğrencisi, keşişlerimizden birini görmeye gelmişti. Genç kadının bir sonraki güne çok önemli bir sınavı vardı ve iyi şans getirmesi için keşişten ilahiler dinlemek istiyordu. Keşiş, genç kadına güven kazandıracağını düşünerek, bunu memnuniyetle kabul etti. Tamamen ücretsizdi; genç kadın herhangi bir bağışta bulunmadı.
Genç kadını ondan sonra hiç görmedik. Arkadaşlarından duyduğum kadarıyla, manastırımızdaki keşişlerin iyi olmadıklarını ve doğru dürüst ilahi okuyamadığımızı söyleyip duruyormuş etrafta.
Yine arkadaşlarımın söylediği kadarıyla, yeteri kadar çalışmadığı için başarısız olmuş. Genç kadın tam bir parti insanıymış. Keşişlerin, üniversite yaşamının "daha az önemli kısmı" olan akademik tarafına çözüm bulacaklarını düşünmüş.
Bazen işler yolunda gitmediğinde başkalarını sorumlu tutmak tatmin ediciymiş gibi görünür; fakat başkalarını suçlamak sorunları çözmez.
Bir adamın poposunda kaşıntı vardı.
Adam kafasını kaşıdı.
Kaşıntı hiç geçmedi.
Ajahn Chah, başkalarını suçlamayı bu şekilde tanımlıyor; sanki poponuzda kaşıntı varmış da siz kafanızı kaşıyormuşsunuz gibi.
"Kalbinin Kapılarını Aç", Ajahn Brahm, sayfa 132-133
